blog.ahmethelvaci.com

Tüm iletişimlerde olduğu gibi internet iletişiminde de iki taraf vardır. Sunucu tarafı (Server Side) ve Kullanıcı tarafıdır (Client Side). Bir web yazılımı iki tarafında programlanmasından oluşur. Sunucu tarafının programlanmasına Back-End, Kullanıcı tarafında çalışacakların programlanmasına da Front-End denilmektedir. Back-End tarafında o yazılımla alakalı içeriğin hazırlanması süreci programlanır. Front-End de ise o içeriğin nasıl görüneceği süreci programlanır. Bir örnekle anlatmam gerekirse. Bir blog yazılımımız olsun. Bu yazılımdan ana sayfasını göndermesini istediğimizde. İlk olarak Server tarafına bir istek yollanır. İsteği alan server o sayfanın kodlarını sırayla çalıştırır. Muhtemelen önce database'e bağlanıp ana sayfa için gerekli verileri çeker ve elinde bekletir. Daha sonra ana sayfa için hazırlanmış şablon dosyasını çeker ve verileri şablon dosyası ile birleştirerek oluşan html dosyasını çıktılar. Ve server tarafının işi biter. Şimdi bu html dosyası da aslında işlenmes

Web yazılımdan önce internet nedir? İnternet aslında bir ağdır. Yani bilgisayarları birbirine bağlayan ağlardır. Her bir bilgisayarın kendine ait bir numarası vardır. Bu numaraya ip diyoruz. İnternet ve ip tek başına bir şeyi ifade etmiyor. Birde servisler olması lazım. Web bir servistir internet ağları üzerinden işleyen. Ne iş yapar web, metin aktarmaya yarar. Bir web metnini yani HTML'yi aktarmak için web tarayıcısına ihtiyacınız vardır. Web tarayıcılarıda en meşhuru microsoft'un lanet internet explorer'i sonra özgür yazılım olan firefox. Ama benim gibi çoğunluk google'un chrome tarayıcısını kullanıyor. Eeee tarayıcımız da oldu şimdi. Şimdi eğer bir bilgisayarın ip adresini biliyorsak ve bu bilgisayar internete bağlı web servisi kurulu ise tarayıcımıza bu ip adresini yazdığımız zaman o servisten metinler sizin tarayıcınıza akmaya başlayacaktır. Bu gibi bilgisayarlara genelde sunucu diyoruz. Birde Domain Name Server yani DNS servisi var. Bu da ip adreslerinin pek akıld

Geçen hafta "Yazılım nedir" den bahsetmiştim şimdi özgür yazılıma değineceğim. Özgür yazılım Richard Stallman amca tarafından ortaya atılan bir inanç. İnanç çünkü inananları ve inanmayanları var. Beni merak ediyorsanız ben agnostik takılıyorum. Bir yazılım kaynak kodları kolay erişebilecek bir yere konulup değiştirilmesine izin verilip o halde satılır veya paylaşılırsa ona özgür yazılım. Kaynak kodları gizlenir sadece makina kodları satılırsa yada paylaşılırsa ticari yada sıradan yazılım. Kaynak kodları sadece paylaşılıp insanların kodlarını değiştirmeye yada geliştirmeye izin vermek yerine daha kod odaklı insanların paylaştığı yazılımlara da açık kaynak deniyor olabilir. Yani en azından ben böyle anladım. Sen gerçekten ya neymiş bu diyorsan bir google'la bu  bahsettiğim terimleri. Özgür yazılımların izin verdikleri ve vermedikleri şeylere göre zilliyon tane lisansları var. En bilindiği GNU-GPL lisansı. Açılımı Genel Halk Lisansı anlamına geliyor. Haaa bu arada çok iyi bi

"Yazılım nedir" sorusu bile benim cevap vermekte çok aciz kalacağım bir soru olsa gerek ama ben "özgür yazılım nedir" sorusuna "bence" bir cevap vermeye çalışacağım umarım tatmin olursunuz. :) Şimdi hep okullarda bilgisayar derslerinde anlatmışlardır; bilgisayar ikiye ayrılır hardware, software. Nedir bu bilgisayarın sert tarafları ile yumuşak tarafları. Bilgisayar deyince gözünü kapat avuçlarını ileri doğru uzak eline sert ve soğuk birşeyler geliyorsa onlar bilgisayarın sert yani hardware tarafları diyebiliriz (Umarım masayı yada başka birşeyi tutmamışsındır). Şimdi asıl mesele bilgisayarın yumuşak karnı olan iyi para kazandıran software kısmı. Para kazandıran demişken 7-70 para kazandırma ihtimali olan beyin bedava sermayesiyle. Yoksa hardware ile de para kazanırsında onun için zengin bir tüccar olman lazım. Haaa akıllı isen bilgisayar işine girmezsin o başka. Neyse. Şimdi yazılım aslında o sert parçaları uyumlu ve kolay bir şekilde çalıştırmaya yarayan

Blog yazma tutkum son günlerde daha da artmaya başladı. Blog yazmaktan da ziyade deneyimlerimi dijital ortamda arşivlemek diye de bakabiliriz. Fakat maddi sebeplerden ötürü kendi Wordpress sitelerimi barındırma külfetli gelmeye başladı. Bu arada Blogger 'a, varolan domainlerimi bağlayarak bloglarımı çalıştırabileceğimi farkettim. Domainlerin DNS'ini aldığım firmada yönettiğim için domain yönetimi açısından bir hostinge ihtiyacım yoktu. Yani bir DNS servere ihtiyacım yok DNS kayıtlarını elle oluşturabiliyorum. Manuel olarak yönetmekten de zevk alıyorum. Varolan Blogger bloguna domain eklemek için bloglarımdan Ayarlar menüsü ve Temel menülerine ulaşıp Yayıncılık başlığı altındaki alandan yeni bir blog adresi girebilirsiniz. Gireceğiniz blog adresi aslında subdomain olması gerekiyor. Yani blog.helvaci.biz yaptım ben. Aslında www de bir subdomain olduğu için siteniz üst domain gibi çalışsın istiyorsanız domaini www.helvaci.biz gibi girmeniz gerekmekte. Tabi Blogger'

Merhaba İnsanoğlu, Yaklaşık 10 ay önce aldığım bu domain de birşeyler yapmak ancak şimdi nasip oldu. :) Bu domaini ilk aldığım zaman yapmayı düşündüklerimle şimdi düşündüklerim çok farklı. İlk olarak bu domaini bir portal gibi kullanıp kendime portfolio oluşturmaktı amacım hatta bu niyetle drupal kurmuştum. Bir vps kiralamıştım. Her ay 5 dolara malolan bir DigitalOcean vps'i. Sonradan para suyunu çekince tabi kapattım vps'i. Bu arada iki ay sonra da bu domain bitecek acaba iki ay içinde bu domain çerçevesinde bir topluluk oluşturabilecek miyim? Oluşursa domaini uzatmak lazım tabi. Olmazsa kapatırım zaten helvaci.biz (ki o da bitiyor :( ) bloğunda teknik konularda paylaşımlar yapıyordum. Şimdi bu özgür web çözüm; özgür yazılım kullanarak üretilmiş web uygulamaları kullanarak ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarına uygun bir çözüm bulunması işi idi. Hem bu kimselerin (kişi'de olabilir, kurum da) çözüm aramalarına yardımcı olunmak, teknik destek sağlamak, danışmanlık vermek ve uygu